Etiket arşivi: amalgam dolgu

Amalgam Dolgunun Sökülmesi Zararlı Mıdır?

Amalgam dolgunun zararları hakkında basında çıkan haberlerin ardından pek çok kişi daha önce yaptırdıkları dolguları söktürmek istemektedir. Peki, amalgam dolgular gerçekten zararlı mıdır ve amalgam dolgunun çıkarılması doğru mudur? Diş hekimliği dalında dolgu tedavisi için hala en çok kullanılan dolgu malzemelerinin başında amalgam dolgular gelmektedir.

Özellikle de arka dişlerde çiğneme basıncının sürekli ve şiddetli olması nedeni ile dayanıklıkları ile öne çıkan amalgam dolguların içerisinde cıva bulunur. Amalgam dolgu tartışmalarının en büyük nedeni de zaten içerisinde barındırdıkları bu cıva miktarıdır. Ancak yapılan araştırmalar diş dolgusunun içerisinde barındırdığı cıva nedeni ile insan vücuduna geçen cıva oranının çok daha fazlasının gün içerisinde farklı pek çok yolla vücuda alındığını ortaya koymaktadır.

Yani aslında amalgam dolgu nedeni ile vücuda giren cıva miktarı çok düşüktür ve normal sınırların altında yer aldığı için amalgam dolguları zararlı kabul etmek yanlıştır. Ancak gülüş hattında olan ve görünen dişlerde amalgam dolgunun koyu renge sahip olması ve hemen fark edilmesi nedeni ile amalgam dolguların yerine porselen dolguların tercih edilmesi gerekir. Yine daha önce ön dişlerde amalgam dolgu yaptıran kişilerin estetik bir görünüme kavuşmak için porselen dolgu yaptırmaları mümkündür.

Amalgam dolgunun diş hekimi tarafından sökülerek yerine beyaz dolgular yapılmasının bir sakıncası ya da direkt olarak vücuda bir zararı yoktur. Ancak arka dişlerde yani görünmeyen dişlerde yer alan alan amalgam dolguların sökülerek yerine kompozit dolgu yapılması gereksiz yere zaman, para ve emek harcanmasına neden olacağı için kesinlikle diş hekimleri tarafından tavsiye edilmemektedir. Burada önemli olan müdahalenin gerekli olması ve müdahale sonrası hastanın fark edilir şekilde iyileşmesidir.

Amalgam dolgu sökümü için diş hekimi size randevu vererek tedavi programını oluşturacaktır. Tedavi programı kapsamında ilk randevuda amalgam dolgu sökülür ve yapılacak olan yeni kompozit dolgu için ölçü alınır. Daha sonra geçici dolgu yapılarak hastaya ikinci randevu verilir. İkinci randevuda laboratuvar ortamında özel olarak üretilen kompozit dolgu geçici dolgunun çıkarılması ile yerine takılır ve sabitlenerek tedavi tamamlanmış olur.

Kanal Tedavisi Hangi Durumlarda Zorunludur?

İnsanın kendi dişi her zaman için en sağlıklı diş olarak kabul edilir. Bu nedenle çürüyen dişlerin çekilmesi yerine her zaman için doğal dişin korunması amaçlanır ve buna yönelik tedaviler uygulanır. Kanal tedavisi de gerçek dişin korunması için uygulanan tedavi yöntemleri arasında yer alır.

Diş sinirini içeren pulpa adı verilen yumuşak tabakanın canlılığını yitirmesi durumunda bu bölümün çıkarılması zorunlu hale gelir. İşte uygulanan bu yönteme kanal tedavisi adı verilir. Diş pulpasının canlılığını yitirdiği ve diş sinirinin kendisini yenileyemeyecek kadar hasar görmesi durumunda kanal tedavisi yapılması zorunludur. Aslında kanal tedavisi diş çekiminden önce uygulanan son kurtarma yöntemidir. Bazen kanal tedavisi başarı ile sonuçlanırken bazı durumlarda ise kanal tedavisine rağmen dişin çekilmesi zorunlu bir hale gelir.

Kanal tedavisinden sonra ağrı ya da apse oluşumu halinde dişin çekilmesi gerekir. Çekilen dişin yerine ise yapay diş çözümleri arasından biri tercih edilerek bu boşluk doldurulur. Yumuşak diş dokusunun özel yöntemlerle çıkarıldığı kanal tedavisi ardından diş dolgusu yapılarak gerçek dişin ağız içerisinde korunması sağlanır. Burada önemli olan gerçek dişin korunması ve mümkün olduğunca uzun süre konforlu bir şekilde kullanımını sağlamaktır.

Kanal tedavisi için ilk önce hastanın ağrı ya da acı duymasını engellemek adına lokal anestezi yapılarak operasyonun yapılacağı bölge uyuşturulur. Ardından diş yüzeyinde bulunan çürük dokusu temizlenerek dişin yumuşak dokusu çıkarılır ve dişte bulunan tüm sinir dokusu çıkarılarak diş kanalına kadar olan bölümü de kapsayan geniş bir alana şekil verilir. Daha sonra boşaltılan bu alana özel dolgu malzemeleri kullanılarak dolgu yapılır ve gerçek dişin ağız içerisindeki varlığını koruması sağlanır. Bazı durumlarda dolgu kanal tedavisinin hemen ardından yapılırken bazı durumlarda ise birkaç seans sonrasında diş dolgusu yapılması tercih edilebilir.

Günümüzde porselen diş dolgusu ya da amalgam dolgu gibi farklı pek çok dolgu seçeneği bulunmakla beraber ağzın görünen bölgesinde yer alan ön dişler de daha estetik bir görünüm sağladığı için porselen dolgu yapılması önerilir. Ancak çiğnemenin yoğun olduğu ve güçlü bir basıncın ortaya çıktığı arka dişlerde daha dayanıklı bir dolgu malzemesi olduğu için amalgam dolgu uygulanması önerilir.

Diş Dolgusunun Belirli Bir Ömrü Var Mı?

Genel olarak diş boşluklarının doldurulmasında amalgam, Kompozit, porselen dolgu olmak üzere üç tip dolgu türü kullanılmaktadır. Amalgam dolgular çok uzun bir süreden beri kullanılmalarına rağmen civa içeriği ve estetik beklentileri karşılamaması sebebiyle günümüzde artık daha az tercih edilmektedir. Kompozit dolgular estetik avantajlara sahip olmalarına rağmen arka dişlerde çiğneme direnci açısından yeterli değildir. Porselen dolguda bütün bu dezavantajlar ortadan kaldırılmıştır.

Her şeyin belirli bir ömrü olduğu gibi dolguların da belirli bir ömürleri vardır. Metal dolgular çok uzun ömürlüdür. 20 – 30 yıl kadar dayanırlar. Kompozit dolguların ömürleri daha kısadır. 8 -10 yıl dayanır. Düzenli kontrol dolguların değişmesi veya değişmemesi konusunda diş hekimleri için önemlidir. Peki diş dolgumuz düşerse ne yapmamız gerekir?

Dolgunuzun düştüğünü fark ederseniz bir an önce diş hekimine gitmeniz gerekir, aksi takdirde açık kalan bölgede tekrar çürüme olacaktır. Bu durumda diş dolgusu tekrar yapılabilecekken diş hekimine gidilmediği için kanal tedavisine hatta dişin çekilmesine kadar giden bir sonuçla karşılaşılacaktır. Apse oluştuğu için meydana gelen ağrı da işin başka bir boyutudur. İlk müdahaleden önce alınabilecek tek önlem boşluk hissedilen alana yemek kaçmaması için buraya pamuk yerleştirilmesidir. Ertesi gün ilk iş olarak diş hekimine başvurulması gereklidir.

Doktorlar dolgu yaparken en çok amalgamı kullanırlar çünkü amalgam en zararsız,  uzun ömürlü ve ucuz bir dolgu maddesidir. Yıl içerisinde bir milyardan fazla amalgam dolgu yapıldığı saptanmıştır. Diğer dolgu maddelerine göre çok daha kısa zamanda uygulanabilirler. Porselen altın beyaz dolgular gibi dolgu malzemeleri hem daha pahalıdırlar hem de daha çok zaman ve dikkat ister. Ayrıca altın dışındaki diş dolgusu çeşitleri amalgam gibi uzun ömürlü değildir.  Amalgam dolguların sökülmemesi önerilmektedir. Çünkü gereksiz masraf getirmekte ve dişe zarar verme olasılığını arttırmaktadır.

 

Amalgam Dolgu Zararlı Mıdır?

Amalgam dolgular ağır içerikli metallerden oluşur. Ağır metalden kasıt ise amalgam dolgunun meydana gelmesinde %50 gibi büyük bir paya sahip olan cıvadır. Son yıllarda hastalıkların nedeni araştırılırken amalgam dolgunun içeriği nedeniyle pek çok hastalığa neden olduğu ve vücuda zarar verdiği yönünde iddialar ortaya atılmıştır peki tüm bu iddiaların aslı var mıdır? Civa içeren amalgam dolgular dişin çürük olan kısmının boşaltılarak dolgu şeklinde yapılmasıyla olur bu durum ise sadece dolguda kullanılan malzeme olarak kalmayıp civanın vücuda yavaş yavaş yayılarak civa zehirlenmesine dahi neden olabilmektedir.

Hayvanlar üzerinde yapılan deneyler göstermiştir ki civa vücuda hızlı bir şekilde yayılarak hassas organları etkilemiştir. Koyunlar ve maymunlar üzerinde yapılan deneylerde amalgam dolgu yapıldıktan yaklaşık 1 ay kadar sonra mide, bağırsak ve diş etlerinde cıva birikimi yaşanmış ayrıca da koyunların böbrek fonksiyonları %50 olarak yavaşlamıştır. İnsanlar üzerinde yapılan otopsi çalışmalarında ise ağzında amalgam dolgu bulunanların dolgu sayısına göre beyin ve böbreklerinde civa bulunduğu saptanmıştır bu nedenle hamile bireylerin gebelik esnasında amalgam dolgu yaptırmamaları söylenmiştir hem bebek sağlığını olumsuz etkileyecek cıva metali doğum sonrasında dahi anne sütünü olumsuz etkilemektedir. Amalgam dolgu yaptıranların birçok şikayetlerinin bulunduğu görülür bunlar arasında en yaygın olanları ise saç dökülmesi, baş ağrısı, romatizma, eklem ağrılarıdır 160 kişilik bu rahatsızlıklara sahip amalgam dolgu bulunanlar üzerinde yapılan araştırmada dolguların sökülmesiyle şikâyetlerin daha aza indiği görülmüştür daha bunun gibi birçok bilimsel ispat mevcuttur

Tüm bunlara rağmen ağzında amalgam dolguya sahip olan ülkemizde dahil milyonlarca kişi bulunmaktadır fakat zararını öğrenen ve çıkarttırmak isteyenlerin dikkat etmeleri gereken hususlar vardır. Amalgam dolgular sökülürken dahi cıva açığa çıkmaktadır bu nedenle bu işlem özel şartlar altında yapılmalıdır. Hastaya öncesinde vitamin desteği sağlanmakla birlikte ortaya çıkacak baş ağrısı başta yorgunluk, halsizlik gibi sorunların minimum seviyeye inmesi sağlanmalıdır. Çıkarma işlemi yapılırken diş doktorunun kesinlikle ağıza düşürmemesine ve yutulmamasına dikkat etmesi gerekmektedir bunun yanı sıra ağzın havalandırılması da yeterli ölçüde yapılmalıdır. Amalgam dolgulardan sonra daha sağlıklı olan porselen veya beyaz dolgular tercih edilmesi diş sağlığı vücut sağlığı açısından daha sağlıklıdır.

Amalgam Dolgu Hakkında Bilgi

Amalgam dolgular gümüş dolgular olarak da tanımlanır. Amalgam kalay, bakır ve gümüş alaşımının  cıva ile karıştırılmasıyla elde edilir. Amalgam dolgunun içeriğini %50 olarak civa oluşturur bu sayede metaller birbiriyle tutunarak 150 yıla kadar dişin ağızda sağlıklı bir şekilde hiç bozulmadan durmasını sağlar. Bu metaller ağırlıklı olarak toz halindedir civa ise yapısı dolayısı ile akışkandır. İkisi karıştırılarak yumuşak ve hamur kıvamında madde elde edilir. Elde edilen bu hamurumsu maddeden elde edilen karışım ise dişe istenilen şekilde dolgunun yapılmasını sağlar.

 Amalgam günümüzde dahi en uzun ömürlü ve en ucuz dolgu şekli olarak diş tedavisinde kullanılmaktadır yılda bir milyardan fazla amalgam dolgu yapıldığı istatistiklerle görülmüştür. Porselen veya beyaz dolgular hem maliyet olarak pahalı hem de uzun ömürlü değildir bu konuda sadece altın dolgunun ömrü uzundur. Altın dolgu için talep edilen yüksek ücret ise tercih edilirlik oranlarının düşük kalmasına neden olmaktadır. Amalgamın ideal dolgu maddesi olarak görülmesinin en önemli nedeni çiğneme esnasında ağızda oluşan yoğun basınca dayanıklı olması ve aşınma oranının düşük olmasıdır.

Amalgam uygulanması sırasında asit içeriği bulunan madde barındırmadığı için ve sertleşirken ısı açığa çıkmadığı için tahriş edici veya alerjenik bir etki göstermemektedir. Amalgam dolgulardan sonra kısa süreli soğuk ve sıcağa karşı duyarlılık oluşmakta fakat belirli bir süre içerisinde bu şikayetler geçmektedir. Eğer normal nedenlerin dışında bu hassasiyet geçmiyorsa yeniden diş hekimine başvurulması gerekmektedir.

Amalgam dolguların uzun ömürlü olması ve düşük maliyetli olmasının yanı sıra son yıllardaki söylentilere göre sağlığa zararlıdır denilerek insanların kafasında ciddi anlamda soru işaretleri bırakmıştır. Ortaya çıkan bu iddiaların temelinde yatan tek şey ise cıvadır. Uzun yıllar ağzında amalgam dolgularla yaşamış olan bireylerin kan tahlili sonuçlarında vücutlarında yüksek miktarda ağır metallerin bulunduğu saptanmıştır. Oysaki gün içerisinde yediğimiz yiyeceklerden dolayı da vücuda civa girmekte ve 2 haftalık bir süreçten sonra ancak vücuttan atılmaktadır. Söylentilerin doğruluğu kesin olarak bilimsel araştırmalarla henüz tam olarak kanıtlanamadığı için bugün Avrupa ülkelerinde de amalgam hala en çok tercih edilen dolgu malzemesi olarak kullanılmayı sürdürmektedir.

Amalgam Dolgu Nedir?

Halk arasında daha ziyade renginden dolayı gümüş dolgu olarak bilinen amalgam dolgu kendisine bu rengi veren gümüş elementinin yanı sıra bakır ve kalay alaşımları ile civanın karıştırılması sonucu elde edilmektedir. Elde edilen bu karışımın hem uygulanmasının son derece kolay olması hem de son derece dayanıklı olması ve tüm bunlara ek olarak maliyetinin de düşük olması dişçilik alanında çok sık kullanımını sağlamaktadır.

Amalgam dolguların tarihi incelendiğinde aslında çok uzun yıllardır kullanıldığı görülmektedir. Tarihi kaynaklar incelendiğinde ilk amalgam dolgunun 150 yıl önce uygulandığı görülürken bu tarihten itibaren bu özel dolgu maddesinin sürekli olarak geliştirilerek kullanımı daha da yaygınlaştırılmıştır. Son yıllarda amalgam dolguya rakip olarak üretilen pek çok farklı dolgu malzemesinin üretilmesi ile ortaya amalgam dolgunun zararlı olduğuna dair yeni iddialar atılmaya başlamıştır. Henüz tıbbi olarak amalgam dolgunun zararlı olduğuna yönelik hiçbir kanıt sunulmuş olmamakla beraber ortaya atılan tüm savlar iddiadan öteme geçirilememiştir.

Amalgam dolgu yapımı için kullanılan cıva oranı incelendiğinde zaten bu oranın çok daha fazlasının yenilen yiyecekler ve içecekler ile vücuda girdiği görülürken vücutta tolere edilebilecek oranlar arasında kaldığı görülmektedir. Zaten aslında yaşanan tartışmaların büyük bir bölümü amalgam dolgunun kullanımı ile ilgili değil sökülmesi hakkındadır. Amalgam dolgu sökümü esnasında büyük oranda cıvanın ortaya çıktığı iddiası hakkında da tartışmalar yaşanmakla beraber şimdiye kadar yapılan araştırmalar sonucunda elde edilen veriler sadece cıva hassasiyeti düşük olan kişilerde küçük komplikasyonların yaşandığını ortaya koymaktadır.

Yapılan araştırmalar yılda dünya genelinde ortalama 1 milyar amalgam dolgunun yapıldığını gözler önüne sererken bu kadar sık yapılan bir uygulamanın iddia edildiği gibi ciddi yan etkilerinin bulunması durumunda 150 yıldır bilimsel olarak kanıtlanamamısının imkansızlığı da ortaya çıkmaktadır. Dikkat edilmesi gereken önemli noktalar amalgam dolgu yapımı sonrasında doktorun önerilerine uymak ve dolgunun düşmesi durumunda amalgam dolu yutmak gibi olumsuzluklardan kaçınmaktır. Bunlara dikkat edildiği takdirde ekonomik olarak dolgu ihtiyacınızı giderebileceğiniz gibi uzun yıllar ağzınızda güvenerek kullanabileceğiniz bir dolgu yaptırmış olursunuz. Özellikle de estetik açıdan önem taşımayan ve daha çok çiğneme yapıldığı için aşınma oranı yüksek olan arka dişlerde kesinlikle amalgam dolgu tercih edilmesi önerilmektedir.

Hangi Diş Dolgusunu Tercih Etmeliyiz?

Dişte oluşan çürüklerin temizlenmesinin ardından bu bölgede oluşan boşlukların dişin yerini alacak sağlam bir madde ile doldurulması işlemine dolgu ismi verilmektedir. Günümüzde pek çok diş hekimi önceliği hastanın kendi dişini korumaya vermekte olup bu nedenle diş çekimi öncesi dolgu yapılması ve kanal tedavisinin uygulanması gibi yöntemler uygulanmaktadır. Dünya genelinde çok eski yıllardan beri uygulanan güvenilir bir tedavi yöntemi olan diş dolgusu için farklı malzemeler kullanılmaktadır. Kullanılan malzeme ise diş dolgusunun ismini belirlemektedir. Hangi Diş Dolgusunu Tercih Etmeliyiz? yazısına devam et